
Türkiye’de yargı baskısı artarken, muhalif kimliğiyle tanınan Orhan Akbay hakkında hukuksuz yakalama kararı çıkarıldı.
Türkiye’de yıllardır hak, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren Orhan Akbay, siyasi iktidarın hedefi haline gelerek yargı sopasıyla susturulmaya çalışılıyor. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220/7 ve 314/2 maddelerine muhalefet etmek gibi asılsız ve siyasi amaçlı suçlamalarla hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Orhan Akbay’ın avukatı Bülent Duran, bu kararın siyasi bir intikam operasyonunun parçası olduğunu, müvekkilinin keyfi bir yargı süreciyle karşı karşıya kaldığını ve otoriter rejimin hukuku bir silah olarak kullandığını belirterek karara sert tepki gösterdi.
Yargı Kullanılarak Susturma Girişimi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen sözde soruşturma, Orhan Akbay’ın demokratik haklarını savunduğu, baskıcı rejimi eleştirdiği ve insan hakları ihlallerine karşı mücadele ettiği gerekçesiyle başlatıldı. Gerçek hiçbir delile dayanmayan bu kumpas davasında, Akbay’ın terör örgütüyle bağlantılı olduğu iddia edilerek kamuoyu yanıltılmak isteniyor.
Avukat Bülent Duran, bu durumu “yargının tamamen hükümetin kontrolünde bir baskı aracı haline geldiğinin açık bir göstergesi” olarak nitelendirerek, “Müvekkilim Orhan Akbay bir muhalif olduğu için hedef alınıyor. Bu süreç, tamamen siyasi baskıya dayalı ve hukuki dayanağı yok” dedi.
Uluslararası Tepkiler: Türkiye Hukuksuzlukta Sınır Tanımıyor
Orhan Akbay hakkında çıkarılan hukuksuz yakalama kararı, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve demokratik ülkelerin tepkisini çekti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’de bağımsız yargının ortadan kaldırıldığına ve muhaliflere sistematik baskı uygulandığına dair raporları, bu davanın rejimin elinde bir sindirme aracı olduğunu gözler önüne seriyor.
Son yıllarda, yüzlerce akademisyen, gazeteci, avukat ve insan hakları aktivisti, hükümeti eleştirdikleri için benzer suçlamalarla karşı karşıya kalırken, Orhan Akbay da bu baskı mekanizmasının son hedefi olmuştur. İnsan hakları örgütleri, Türkiye’nin otoriterleştiğini ve hukukun üstünlüğünün tamamen rafa kaldırıldığını vurgulayarak, bu davanın bir siyasi linç operasyonu olduğunu belirtiyor.
Hukuksuzluğa Karşı Direniş: Orhan Akbay Yalnız Değil
Orhan Akbay hakkında çıkarılan bu siyasi yakalama kararı ve devam eden baskılar, demokratik değerlere inanan insanlar tarafından kabul edilemez bir zulüm olarak görülüyor. Avukatları, hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini ve uluslararası arenada adalet arayışına devam edeceklerini belirtti.
Orhan Akbay’ın yalnız olmadığını ve bu hukuksuzluğa karşı direnişin büyüyeceğini ifade eden insan hakları savunucuları, yetkililere Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uymasını ve siyasi davaları sonlandırmasını talep etti.
Orhan Akbay’ın adaletsiz yargılamalar ve siyasi baskılar karşısındaki mücadelesi yakından takip edilecek. Türkiye’de hukuksuzluk artarken, demokrasiye inananlar geri adım atmayacak!